Tek oğlunu kaybeden üzüntü içindeki çin’li kadın bir din adamına gider ve, “hangi duaları etsem, hangi büyüleri, sihirleri yapsam oğlumu bana geri getirir?” diye sorar.
Ona birkaç teselli sözü söyleyip, geri yollamak yerine; din adamı, “bana asla acıyı tatmamış bir evden, bir hardal tohumu getir. Onu, senin yaşamından acıyı yok etmek için kullanacağız” der.
Kadın hemen bu büyülü tohumu aramaya başlar. Çok güzel, kocaman bir evin önüne gelir ve kapıyı çalar. “Asla acıyı yaşamamış bir ev arıyorum. Burası öyle bir yer mi? Bu benim için çok önemli” diye sorar.
Onu içeriye alırlar ve “sen yanlış yerdesin” diye söze başlarlar. Daha sonra son günlerde başlarından geçen tüm trajik olayları anlatmaya koyulurlar.
Kadın kendi kendine düşünür. “Bunlar benden daha acılı, bunlara birinin yardımcı olması gerekir.” Ve orada kalıp onlara yardımcı olmaya karar verir.
Daha sonra başka evler aramayı sürdürür, acısı olmayan. Ama nereye gitse herbirinden acı dolu binbir hikaye duyar. Ancak insanların acılarını azaltabilme işine öylesine kendini kaptırır ki neredeyse oğlunun acısını ve onu unutturacak olan hardal tohumunu aramayı unutur. Böylece yavaş yavaş acı onun yaşamından çıkar gider....