Forum Kimbuya şiir, kadınca, yemek tarifi, burçlar, müzik dünyasi, atatürk ve tarih, blog siteleri destek, hikaye, çocuk bakımı, yardım, kolayseyret, forummum forum, Ücretsiz Forum Sitesi, Frm, Tr, Forumlar, Sohbet, Oyun, Resim, Sevgi, Eğlence, Programlar, mp3 ders not |
|
| İlhan Berk Şiirleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 29/01/09
| Konu: İlhan Berk Şiirleri Cuma Ocak 30, 2009 8:25 pm | |
| Acının Adı
Yavaş sessiz senin buyruğunda toplanır altın yavaş sessiz Yavaş sessiz senin buyruğunda dağılır buğday yavaş sessiz Yavaş sessiz senin buyruğunda bölünür halkın ekmeği
Seninle hızla kararır bozulur ipek seninle hızla Hızla düğümlenir bulanır su seninle Körlenir seninle hızla emeğin tarihi
Ve seninle yavaş yavaş çıkar bakıra kuvarsa tunca yavaş yavaş Acının uzun uzun yazılan adı.
--------------------------------------------------------------------------
Acının El Yazısı
Ben acıyım. Yani senin hazan düşen yüzün. Umarsız Boyun bazan. Bazan ağzın, gölgeli gözlerin
Yani çocukluğun. Bursa'da bir sokak yani (Bursa'yı hiç görmemişim gibi gelir bana)
Bir akşam yaktığın mum sonra bir kilisede Daha hiç bilmediği bir yüz için ölümün
Zaman ki senden başka nedir Ve hep bir yüz dönüşür bende
Bir yüze Hem geceyi, hem tanyerlerini taşır kendinde
Ben ki bir yıkıntınım senin, senin büyüttüğün Acının el yazısında
-----------------------------------------------------------------------
Aşk
sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler nicedir bir pencereden deniz güzel değil nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden sen gel bizi yeni vakitlere çıkar
----------------------------------------------------------------------
Ayrılığın Yüreği
Sessiz sedasız yaşayan bir ayrık otuydu Orta Anadolu’da Kıtlıktan önce. En küçük bir şeyden coşardı Mesela bir kuş uçmasın Kızılırmak ‘a doğru Köklerine su yürümüş gibi sevinirdi. Bir bulut geçsin üstünden Ayrılıktan çıkardı. Dünyayı, derdi, dünyayı Hiçbir şeylere değişmem.
Şimdi yaşamak istemiyor.
-----------------------------------------------------------------------
Ben Senin Krallığın Ülkene Yetiştim
Ben senin krallığın ülkene yetiştim Kaldım gölge tanımayan güzelliğinle. Her sabah büyüten denizimizi böyle Gülüşlerindi o ülkede bilmez miyim. Sen o çıktığım sularsın, zencim benim Denize bakan evler gibiydim seninle. Dur, geliyorum ellerin ne güzel öyle Beni şey et gülüşlerini bekleyeyim. Sen gittiğim o ülkesin varılmıyorsun Vurmuş sonrasız nasıl en güzel sulara Güzelliğin balıkları gibi İstanbul'un. Şimdi her yerde ne güzeldiniz o kalmış Yankımış denizlere öbür kadınlara Dünyada sizinle İstanbul olmak varmış.
--------------------------------------------------------------
Güzel
Güzel Ölüm daha kolaydır sevmekten Der ya Aragon Anla ki ölüme benzer seni sevmek
Sözcükler ki alevdir Ve karadır şairlerin hayatları
Hem nice şiirlerde nice aşklarda Tarar saçımızı ölüm.
Aşk ki bazan solgun bir ilçedir Sürdürür derinliğini
Neden "en çok" acı ustası şairlerdir En çok taşırlar çünkü aşkları.
Ben ki yatağımdan tedirgin bir suyum Besbelli ki aşka ve ölüme çalışıyorum.
----------------------------------------------------------------------
Güzel Irmak
Küçüğüm, bu senin sesin, güzel ırmak Önce rüzgârın öptüğü, sonra benim öptüğüm Bu bitmemiş şiirler senin ayakbileklerin Soluğun, kokun, karnın, gölgeli gözlerin Bu böyle çözülü göğsün, enine boyuna dudakların Sabahlara kadar ki büyük gözlerin böyle Bu dal gibiliğin, saçların, kırmızı ağzın Bu üstünde onca seviştiğimiz yatak sonra Sonra bu benim anı artığı eski yüzüm Tüylerin, tay boynun, küçücük çocuk ellerin Böyle yukarıdan aşağı gidiyorum seni Karışıyor, korkunç, ellerimiz ayaklarımız
---------------------------------------------------------------------
Pera'nın Eski Bir Sokağında
Kuşlar kalkıyor Aya İrini üstünden Bir sap ot kulaklarının arkasında. Ben sonunda burdasın işte diyorum kendi kendime Burda eski bir atlasın kesiştiği yerde. Bir kedi gözlerini dikmiş sana bakıyor Ve aşağılarda gök ne kadar aşağılarda olursa. Ve karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor bir kadın. Ben seni düşünüp korkunç ince diyorum görmediğim boynu. Önümden çerçiler askerler bıçak bileyiciler geçiyor Ve asık suratlı kazmacıları dünyamızın. Bir ses seninle aynı yarımadadayız diyor Ve yitiyor sonra Pera'nın eski bir sokağında. Pera'nın eski bir sokağını tepiyorum ben böyle her akşam Her akşam tabanımda senin çamurun. | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 29/01/09
| Konu: İlhan Berk Şiirleri ... Cuma Ocak 30, 2009 8:25 pm | |
| Son Yerine
Zulmün her türlüsü Kötü kardeşler Hiçbiri İnsana göre değil Ağaç dikmek sabahları uyanmak iyi İyi hayvanlara bakmak çiçekleri sulamak Rahatsalar uyuyan insanların soluğunu dinlemek iyi İyi hürlüğü düşünmek Yaşamak onun için Bütün gün çalışmak onun için iyi Bütün çocukların uyuyuşu uyanışı iyi Zulmün her türlüsü kötü.
----------------------------------------------------------------------
Sürgün
Bir adasın sen çok eski bir atlasta Çok eski bir halkın su aldığı
Ben güneş, alkol, sıkıntı adanda senin
Sen sabahı, akşamı adanın Gecesi ben
Sen su yolları, ağaçlar, çayırlar, güneşler Ben karabasanın senin
Sen buğdayı, ovaları, nehirleri halkının Ben ıssızlığı
Sen ki kalabalıklarsın aralarından geçtiğim Sürgünü ben adanın senin
-----------------------------------------------------------------------
Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım
Üç kez seni seviyorum diye uyandım Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum. Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün. Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum. Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün. Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim Karanfil sakız kokan soluğun üstümde duydum. Eskitiyorum, eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
------------------------------------------------------------------------------------
Yüz
Biliyor musun sen bir şiirde ilk satırsın ilk sözcük Beyaz bir gül beyaz bir gül ne kadar beyaz olursa o kadar Ne kadar suysa bir su o kadar
Ben en yakın yüzüm yüzüne Uyandığın sabaha, yatağına Birden bulup birden yitirdiğin bir şey olur ya, ona Bir dağ okulunda ilk derslere giren çocuklara İlk coğrafyacılara İlk harflerine bir alfabenin.
Yüzün ki korkular verir bana ne zaman yüzümü tutsam yüzüne Ben ki ölüme hiç eğilmedim hiç girmedi sözlüğüme Belki sokağa ilk çıkan bir çocuktur ölüm Belki senin bazen topuz yaptığın saçın Bir yaban çiçeği ya da ve daha ilk geliyordur dünyaya Bir demet maydanozu koparıp bırakmak belki de.
Dedim ya hiç bilmiyorum arabi belki de benim sık sık çıkarıp baktığım bir fotoğrafın Bıyıkları hep yüzüne düşen bir adama çektirdiğim Bir suya bakarken Bir suya Duru mu duru ve daha sessiz ölümün kendinden.
Ben ki seninle aştım yaşları Koydum çağıma adımı. Bir burukluğu yüzün gibi. | |
| | | | İlhan Berk Şiirleri | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|