Forum Kimbuya şiir, kadınca, yemek tarifi, burçlar, müzik dünyasi, atatürk ve tarih, blog siteleri destek, hikaye, çocuk bakımı, yardım, kolayseyret, forummum forum, Ücretsiz Forum Sitesi, Frm, Tr, Forumlar, Sohbet, Oyun, Resim, Sevgi, Eğlence, Programlar, mp3 ders not |
|
| Karacaoğlan Şiirleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 29/01/09
| Konu: Karacaoğlan Şiirleri Cuma Ocak 30, 2009 8:30 pm | |
| Ağlayı Ağlayı Düştüm Yollara
Ağlayı ağlayı düştüm yollara Karışayım bozbulanık sellere Adı sanı bilinmedik illere Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz
Ahım kaldı şu gelinin ahdinde Deremedim güllerini vaktinde Karanlık gecede kolum altında Yatmayınca gönül yardan ayrılmaz
Gözüm kaldı şu kaplanın postunda Azrail de can almanın kastında Döne döne teneşirin üstünde Yunmayınca gönül yardan ayrılmaz
Hadini de Karac'oğlan hadini Aramazlar gurbet ile gideni Ak göğsün üstünde çakır dikeni Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz
---------------------------------------------------------------------
Altın Kafes İdi Benim Durağım
Altın kafes idi benim durağım Dost elinden yaralandı yüreğim Evvel yakın idim şimdi ırağım Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Dostumun yaylası çayır çimendi Şu şirin dillerden ikrarın verdi Yeminler eder de ayrılmam derdi Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Kumaş olam arşın arşın yırtılam Köle olam çarşılarda satılam Vadem yetmedi ki ölem kurtulam Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Der Karacaoğlan yanam alışam Akam gidem şu sulara karışam Yol başına gelmiş varam danışam Felek beni nazlı yârdan ayırdı
------------------------------------------------------------------
Bana Kara Diyen Dilber
Bana "kara" diyen dilber Gözlerin kara değil mi Yüzünü sevdiren gelin Kaşların kara değil mi
Boyun uzun belin ince Yanakların olmuş konca Salıverirsin kolunca Beliğin ince değil mi
Utanırım akar terim Güzellikte yok benzerin En sevgili makbul yerin Saçların kara değil mi
Beni "kara" diye yerme Mevlam yaratmış hor görme Ala göze siyah sürme Çekilir kara değil mi
Hind'den Yemen'den çekilir Gelir Bağdad'a dökülür Türlü taama ekilir Biber de kara değil mi
Göllere konan kuğunun Kanadı beyaz çoğunun Çöldeki Arap beyinin Çadırı kara değil mi
İller de konup göçerler Lale sümbül biçerler Ağalar beyler içerler Kahve de kara değil mi
Evlerinde sular akar Güzelleri göze bakar Hublar yanağına sokar Sümbül de kara değil mi
Karac'oğlan der maşallah Bir gün görürüm inşallah Kara donludur Beytullah Örtüsü kara değil mi
--------------------------------------------------------------------
Bulgar/Bolkar Dağı
Yörü, behey Bulgar Dağı! Senden yüce dağ olma mı? Sende yaylayan güzelin, Yanakları ağ olma mı?
Bulgar Dağı iki çatal. Arasında güller biter. Bir yiğide bir yar yeter, İki seven del'olma mı?
Bulgar Dağı pare pare. Kim'al giyer, kimi kare, Selam eylen nazlı yare, Ayrılanlar bir olma mı?
Yol üstünde iki hanlar, Hani sana konan canlar? Sevip sevip ayrılanlar, Yanıp yanıp kül olma mı?
Karac'oğlan, seni gördüm; Düşümü hayıra yordum. Bugün güzellere sordum, Bencileyin kul olma mı.
Eteğinde kervan işler, Yükseğinde döner kuşlar. Kürk geydirir, at bağışlar Hemen beğler sende m'olur?
Yaylası ufak tepeler! Yağar yağmur, kar sepeler. Kulakta altın küpeler, Hemen güzel sende m'olur?
Karac'oğlan, düz ovalar. Şahanın keklik kovalar. İnil inil taş yuvarlar, Koca seller sende m'olur?
--------------------------------------------------------------
Bülbül Ne Yatarsın Bahar Erişti
Bülbül ne yatarsın bahar erişti Ulu sular göl olduğu zamandır Kat kat oldu gül yaprağa karıştı Gene bülbül kul olduğu zamandır
Gene bahar oldu açıldı güller Figana başladı gene bülbüller Başka bir hal olup açtı sümbüller Aşıkların del'olduğu zamandır
Gene bülbül bilir gülün halinden Yeter deli oldum yarin elinden Aşık aşıp gelir yaya belinden Yardan bize gel olduğu zamandır
Gene geldi türlü baharlar bağlar Bülbül figan edip kamuyu dağlar Türlü çiçeklerle bezenmiş dağlar Ulu dağlar yol olduğu zamandır
Karac'oğlan der ki geçti çağlarım Meyve vermez oldu gönül bağlarım Aklıma geldikçe durmaz ağlarım Gözüm yaşı sel olduğu zamandır
-------------------------------------------------------------------
Çıkıp Yücesine Seyran Eyledim
Çıkıp yücesine seyran eyledim Gördüm ak kuğulu göller perişan Bir firkat geldi de durdum ağladım Öpüp kokladığım güller perişan
Hayal hayal oldu karşımda dağlar Eşinden ayrılan ah çeker ağlar Dökülmüş yapraklar bozulmuş bağlar Bülbülün konduğu dallar perişan
Yıkılmış dilberin mamur illeri Susmuş bülbüllerin her dem dilleri Dağılmış sümbülü solmuş gülleri Yüzüne dökülmüş teller perişan
Karac'oğlan der ki top avlamadım Arap ata binip boyalatamadım Küstürdüm dilberi hoylatamadım Dilberi küstüren diller perişan
------------------------------------------------------------------------
Çukurova
Çukurova bayramlığın giyerken, Çıplaklığın üzerinden soyarken, Şubat ayı kış yelini kovarken, Cennet dense sana yakışır dağlar.
Ağacımız yapraklarla donanır, Taşlarımız bir birliğe inanır, Hep çiçekler bağrınızda gönenir, Pınarınız çağlar, akışır dağlar.
Rüzgar eser, dallarınız atışır. Kuşlarınız birbiriyle ötüşür, Ören yerler bu bayramdan pek üşür, Sünbül niçin yaslı bakışır dağlar.
Karac'oğlan, size bakar sevinir; Sevinirken kalbi yanar, köyünür; Kımıldanır hep derdlerim, devinir; Yas ile sevincim yıkışır dağlar.
-------------------------------------------------------------------
Dağlar
Dinleyin ağalar, size söyleyim; Arş u Kürsü gider yolun var dağlar. Kar-ardıçlı, kamalaklı yüceler. Selvili, söğütlü yerin var, dağlar.
Ahır Dağı'ndan gör Maraş bağını, Engirek'te derler ilin çoğunu. Bayra'dan. Bertiz'den Konur Dağı'nı; Göksun güzel derler, ilin var, dağlar.
Gün doğanda Gündüzlü'nün başına. Ak Dağ derler duman çöker başına, Göğdeli'de sümbüllünün peşine Kabak tepe derler, şarın var dağlar.
Karacaoğlan der de: Bitirdim çağı, O yüce Bin Boğa, Bolkar'ın dengi. Soğanlı yücesi koca Bey Dağı Erciyes ulumuz, pirin var dağlar.
-------------------------------------------------------------
Değirmenden Geldim Beygirim Yüklü
Değirmenden geldim beygirim yüklü Şu kızı görenin del'olur aklı On beş yaşında da kırk beş bölüklü Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
Birem birem toplıyayım odunu Bilem dedim bilemedim adını Albistan yanaklı Kürtler kadını Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
Bizim ilde urum olur uc olur Sızılaşır bozkurtları ac olur Bir yiğide emmi demek güc olur Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
Karac'oğlan derki n'olup n'olayım Akan sularınan ben de geleyim Sakal seni makkabınan yolayım Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
-------------------------------------------------------------
Elâ Gözlerini Sevdiğim Dilber
Elâ gözlerini sevdiğim dilber Kokuya benzittim güller içinde İnceciktir belin hilaldir kaşın Selviye benzettim dallar içinde
Benim dostum gelişinden bellidir Ak elleri deste deste güllüdür Güzel seven yiğitler de bellidir Melil mahzun gezer eller içinde
Karşımızdan gelen acep yâr m'ola Benim gibi yaralanmış zâr m'ola Benim sevdiğimden güzel var m'ola Hakk'ın yarattığı kullar içinde
Karac'oğlan söyler biz de varalım Kelpler rakip olmuş biz de görelim Halin hatırını onun soralım Götürüp giderler sallar içinde
--------------------------------------------------------------
Elif
İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye
Elif'in uğru nakışlı Yavru balaban bakışlı Yayla çiçeği kokuşlu Kokar Elif Elif diye
Elif kaşlarını çatar Gamzesi bağrıma batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye
Evlerinin önü çardak Elif'in elinde bardak Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif Elif diye
Karac(a)oğlan eğmelerin Gönül sevmez değmelerin İliklenmiş düğmelerin Çözer Elif Elif diye
--------------------------------------------------------
Gökyüzünde Tüten Olsam
Gökyüzünde tüten olsam Yeryüzünde biten olsam Al benekli keten olsam Yâr boynuna sarsa beni
Yâr kolunda burma olsam Yedikleri hurma olsam Alçım alçım sürme olsam Yâr kaşına sürse beni
Karac'oğlan uşak olsam Yâr belinde kuşak olsam Bir atlastan döşek olsam Yâr altına serse beni | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 29/01/09
| Konu: Karacaoğlan Şiirleri Cuma Ocak 30, 2009 8:30 pm | |
| Gönül Ne Gezersin
Gönül ne gezersin sarp kayalarda İniver aşağı yola gidelim Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez Gel güzeli bolca İl'e gidelim
Koyuverin gitsin sefil baykuşu Durmuyor akıyor gözümün yaşı Kadir kıymet bilmez imiş her kişi Kadirli kıymetli İl'e gidelim
Şahini koyuverin avını alsın Yarenim yoldaşım yanıma gelsin Şu garip illerde düşmanım ölsün Emmili dayılı İl'e gidelim
Karac'aoğlan der ki yiyip içmeden Güzeller usanmaz konup göçmeden Muhanatın köprüsünden geçmeden Düşelim de azgın sele gidelim
----------------------------------------------------------------------
Güzel Ne Güzel Olmuşsun
Güzel ne güzel olmuşsun Görülmeyi görülmeyi Siyah zülfün halkalanmış Örülmeyi örülmeyi
Mendilim yudum arıttım Gülün dalında kuruttum Adın ne idi unuttum Sorulmayı sorulmayı
Seğirttim ardından yettim Eğildim yüzünden öptüm Adın bilirdim unuttum Çağırmayı çağırmayı
Benim yarim bana küsmüş Zülfünü gerdana dökmüş Muhabbeti benden kesmiş Sevilmeyi sevilmeyi
Çağır Karac'oğlan çağır Taş düştüğü yerde ağır Yiğit sevdiğinden soğur Sarılmayı sarılmayı
-------------------------------------------------------------------------
Hasan Dağı
Çok sevdiğim Hasan Dağı, Şu dumanın hal olma mı? Senin gibi yüce dağın Eğlim eğlim yol'olma mı?
Hasan Dağı'nın eteği, Çevresi güller biteği. Koç yiğit, arslan yatağı Hiç bu dağın il olma mı?
Yükseği yalım kayalı. Kekliği şahan soyalı. İnce belli, gök sayalı Dilber seven del'olma mı?
Yükseğinin karı tozar, İngininin köyü mezar. Göğsü al'ca kaplan gezer, Avcı olup al olma mı?
Eğlim eğlim yol alanın, Seferine kul olanın, Ak gerdanda ben olanın Yanakları bal olma mı?
Deli gönül, var günahın. Onun için geçmez anın. Senin gibi padişahın Benim gibi kul'olma mı?
Farı, Karac'oğlan, farı. Ben çekerim ah ü zârı. Günde bağlanırsın sarı, Bu velenin al'olma mı?
-----------------------------------------------------------------------
İlk Akşamdan Vardım Kavil Yerine
İlk akşamdan vardım kavil yerine Önegördüm kömür gözlüm gelmedi Bilmem gaflet bastı yattı uyudu Bilmem o yâr bize küstü gelmedi
Benim yârim gide gide donandı İkrar verdi cahil gönlüm inandı Ay da geldi orta yeri dolandı Seherin yelleri esti gelmedi
Unuttu mu ahd ü amanı n'etti Başın alıp gayrı diyara gitti Benim mecbur olduğumu farketti Zalım garaz etti kaçtı gelmedi
Karac'oğlan der ki devranım döndü Gönlüm yücedeydi engine indi Seherin yelleri şafağın bendi Hani usul boylu sunam gelmedi
-----------------------------------------------------------------
Kadir Mevlam Senden Bir Dileğim Var
Kadir Mevlam senden bir dileğim var Muhannes kuluna muhtaç eyleme Cennet-i alayı nasib et bana Sırat köprüsünden yolum bağlama
Kapımıza kara deve çökünce Fırtınası şol alemi yıkınca Cehenneme kul seçilip çıkınca Kadir Mevlam o kullardan eyleme
Kadir Mevlam ateş atma özüme Dünya malı görünmüyor gözüme Kadir Mevlam sen bak benim yüzüme Cehennemin ateşiyle dağlama
Karac'oğlan hata çıkmaz dilimden Kocadım da hayır gelmez elimden Kadir Mevlam asla geçmez kulundan Deli gönül ah çekip de ağlama
-------------------------------------------------------------
Sabahtan Uğradım Ben Bir Güzele
Sabahtan uğradım ben bir güzele Ağlatmadı güzel güldürdü beni Ben güzelden böyle vefa ummazdım Ak göğsü üstüne kondurdu beni
Şahin gibi yükseğinden uçarken Keklik gibi engininden geçerken Ab-ı kevser ırmağından içerken Susuz pınarlardan kandırdı beni
Ben de bir kuş idim geldim ötmeye Yarin bahçesinde mesken tutmaya Göz kaldırdım cemaline bakmaya Ak gerdanda benler öldürdü beni
Üç güzel de aştı şimdi pınarı Taramış zülfünü vermiş tımarı Ak gerdanın altı zemzem pınarı Ağzımı verdim de kandırdı beni
Karac'oğlan der ki koyun gütmeğe Bozulmuş bağlara seyran etmeğe Yönümü döndürdüm inip gitmeğe Sarıldı boynuma döndürdü beni
-------------------------------------------------------------
Sarı Edik Geymiş Goncu Kısarak
Sarı edik geymiş goncu kısarak Gidiyor da birim birim basarak Anası huri de kızı beserek Emirler'den bir kız indi pınara
Sarı edik geymiş goncu dizinde Arzumanım kaldı ala gözünde Böyle güzel m'olur köylü kızında Emirler'den bir kız indi pınara
Meles gömlek geymiş vücudu nazik Kollarını sıkmış altun bilezik Aşnası kötüdür ceylana yazık Emirler'den bir kız indi pınara
Karac'oğlan der ki n'olup n'olmalı Keten gömlek geymiş kolu sırmalı Anasın öldürüp kızın almalı Emirler'den bir kız indi pınara
--------------------------------------------------------------
Sevdiğim Arzımı Demekçin Sana
Sevdiğim arzımı demekçin sana Bülbül söylediği dil gerek bana Şu bağrım kül oldu hep yana yana Onu söndürmeğe sel gerek bana
Yandım yakıldım ben bir ateşlere Vardım da takıldım ben bir neştere Delindi ciğerim kapandım yere Beni kaldıracak el gerek bana
Haldan anlar isen haldaş olalım Gurbet gezdi isen yoldaş olalım Anasız babasız kardaş olalım Ucu yar zülfünde yol gerek bana
Karac'oğlan der ki Bayburt elleri Esip esip bize gelir yelleri Burmalanmış yar yüzünün telleri Ona bağlayacak gül gerek bana
-------------------------------------------------------------
Üç Derdim Var
Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Karac'oğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
-------------------------------------------------------------
Yayladan İnerken Bir Güzel Gördüm
Yayladan inerken bir güzel gördüm Ağlar melil melil bilmem nedendir Ak yerine karaları başına Bağlar melil melil bilmem nedendir
Ağ'rır başım kulaklarım çınılar Yaralarım göz göz oldu yeniler Hastaların derdi vardır iniler Sağlar melil melil bilmem nedendir
Kirmanı da kılıcınız kirmanı Taştan dönmez mızrağının yalmanı Böyle imiş padişahın fermanı Dağlar melil melil bilmem nedendir
Karac'oğlan der ki dinlen sözümü Aşk yoluna yandırırım özümü Dökülmüş yaprağı kalmış üzümü Bağlar melil melil bilmem nedendir | |
| | | | Karacaoğlan Şiirleri | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|