Aile
Saatin on biri çalmasından sonraydı
Gördüm ev halkının dağıldığını birer birer
Bilmem soyunmaya mı gittiler
Bir zaman sonra hepsi uykudaydı
Baba yaşamadaydı geçmiş zamanı
Bir pencere açık dururdu düşüncesinde
Bir kadın eşsiz elbiselerinin içinde
Ne uzun zaman sevmişti onu
Çocukların derdindeydi anne
Biricik umudu çocuklarının
Çekirdeği değil mi onlar dünyanın
Dalmıştı bir derin uykuya öylesine
Yaşanacak bir anın sevincinde genç kız
Balkandon uzanır gibi sarktı yatağından
Gülümsedi durdu karanlık dünyasından
Başına gelecek cümle aşktan habersiz
Evin erkek oğluna gelince
Bir çemberin peşinde buldum onu
Gelmez zannederek bu koşmanın sonu
Yaşadı bu oyunu kaderince
Hepsi iyiydi, iyi ve rahat
Bir aileydiler koynunda gecenin
Kalplerinde asılı duran bir bilmecenin
Anahtarını almış götürüyordu bir at
--------------------------------------------------------------------
Aşk Şiiri
Bu şiirin ilk misrasi
Senin için yazildi
Bilinmez kimi düşünecegim
Gel de inan şimdi sen
Aşk şiirine
-------------------------------------------------------------------------
Aşka Benzer
Aşka benzer bir duygu uyanmaya görsün içimde
Dagilir gider kaygilarimin bulutu
Gözümde aranir tazelenir mavi
Kulaklarimda eski yolculuklardan bir ugultu
Dönüverir şöyle bir dünya, kayar yerinden agaç
Sudaki çagri ne havada bu ne koku böyle
Görünce alişkanliklarin tükendigi dostluklarin da
Çikiverdigini çevremin ortaya bir başka kilikla
Bir karincalanmadir duyarim ayaklarimda
Elden geçirilmiş direkleri, yelkeni yeni
Yosunu alinmiş tekneler de böyle olur olursa
Çaresiz, artik kimse tutamaz beni
Evimmiş,işimmiş kentimmiş anlamam
Eşyasini dagitip yola düşen kişi örnegi
Basar giderim bir bilinmedik yere dogru
Budur derim ne de olsa bu işin geregi
Bundan sonra bana artik yol görünsün
Ister bir yeşil agaçlik arasinda
Bir toprak, ister susuzluktan çatlamiş kiraç
Yüregi işimişsa bir kez ne der görüntü adama
Yoldayim ya gene de gelmez aklima
Bu deli tutku düşüme tez ulaşmak için mi
Belki de eregim başka, bir güzel kaçmak
Neyin nesi bu olan biten bilmem ki
Gözümde arinir tazelenir mavi
Kulaklarimda eski yolculuklardan bir ugultu
Aşka benzer bir duygu uyanmaya görsün içimde
Dagilir gider tüm törelerin bulutu
-------------------------------------------------------------------------
Bir Gün İstanbul'da
Günlerden bir gün İstanbul'da
Sabah oldu eşya ışıdı
Bahçedeki horoz öttü
Horozun öttüğünü duyunca
Türkü tutturdu
Bir çiçek keyfine göre...
İşler bu yola döküldü mü,
İnsanoğlu durmaz
Yatağımdan kalktım
Kahvaltı ettim
Geceden kalma ne varsa
Ceketimi giydiğim gibi
Sokağa çıktım
Bir rüzgar esti hafiften
Sonra durdu
Yağmur çiseliyecek gibi oldu
Bir tramvaya atladım
Doğru parka gittim
Sıranın birinin üstüne
Uzandım
Gökyüzünü seyrettim
Gökyüzü de bir türkü söyledi
Gökyüzünün türküsü de
Horozunkine, çiçeğinkine uygundu
Öylesine maviydi gökyüzü
Öylesine derin
Öylesine sonsuz
Ama bıkılıyordu gökyüzünden
Kalktım kahveye uğradım
Bir çift söz ederim dedim
Ahbap aradım
Bulamadım
Bulamayınca
Elim şakağımda
Düşünmeye vardım
Derken öğle oldu
İş yerleri boşaldı
Cümle halkın karnı acıktı
Ben de acıktım
Bir köfteci dükkanına girdim
Köfteler kızardıkça
Ortalığı bir duman sardı
Bir soğan kokusu
Öğleden sonra da geçti aynı minval üzre
Yalnız bir aralık
Bir sevda yaşadım düşümde
Büyük bir caddeden geçerken
Bir kadın görünce balkonda
Saçları alabildiğine sarıydı
Bugüne dek
Görmediğim acaip kuşlar havalanıyordu
Sabahlığında
Sevdalandım düşümde
O benden habersiz
Akşam gelecek aşığına
Hazırlandı durdu aynasında
Gönlü sevdayla dolanların
Son uğradıkları meyhane
Bir yudum aldım da
Kendimi buldum kocaman bir denizde
Nelerin unutulup gittiği nelerin
İzi bile görünmeyen gemilerin
Akşamları sokakları dolduran serinlik
Bir kahvecinin
Kahvesinin bahçesini suladığı
Anı hatırlattı bana
Bütün gün taban teptim
İçimde bitkinlik
Akşamı ettim
-----------------------------------------------------------
Denize Karşi
Adam oturmuş denize karşi
Elinde oltasi yildiz tutar
Çeker çikarir bir bir geceden
Çeker çikarir tadina bakar
Ardinda işik içinde çarşi
Bir kiz geçer arkadaki yoldan
Bir eda bir çalim akça pakça
Agzi yüzü bir delice türkü
Vurur kokusu uzaklaştikça
Öyle bir dişi ki beter gerçekten
Dalmiş gitmiş işine beriki
Viz gelir çarşi türkü viz gelir
Çocuksu bir bakiş gözlerinde
Bir başina rihtimda oturur
Ne geçer içinden bilinmez ki.
---------------------------------------------------------------
Elinle
Seninle sabahların aydınlığı otların ışıyışı seninle
Sonsuzlukla arınmış ovada çığlıkları koşup giden atların
Kirimi pasımı suyu sabunu bol bir teknede yudun yıkadın
Aldın kaba doğayı düzenledin yeni baştan bir güzel elinle
Su kuşlarıyla allı pullu donanma fenerleriyle ardıçlarla
Bezedin düşsel gelinler örneği bir boydan öbür boya evreni
Adım atmak yeniydi seninle uyumak uyanmak solumak yeni
Mutlulukların çiçek açan denizi göz gördüğünce giden tarla
Kanat vurur başının üstünde döner durmadan bir mavi güvercin
Aydınlığında gecemin boy atan yabanıl bitkilerime azık
Yaşantımı sürdürme gücüm benim günüme geceme düşen ışık
Özgürlük dileğim kara ağaçlar değin köklü ölüm isteğim