Forum Kimbuya
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Forum Kimbuya

şiir, kadınca, yemek tarifi, burçlar, müzik dünyasi, atatürk ve tarih, blog siteleri destek, hikaye, çocuk bakımı, yardım, kolayseyret, forummum forum, Ücretsiz Forum Sitesi, Frm, Tr, Forumlar, Sohbet, Oyun, Resim, Sevgi, Eğlence, Programlar, mp3 ders not
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 227
Kayıt tarihi : 29/01/09

Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri Empty
MesajKonu: Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri   Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri Icon_minitimeCuma Ocak 30, 2009 8:01 pm

Yolcu İle Arabacı

— Gurbet ademden kara, hasret ölümden acı.
Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı?
— Henüz bana "Yolunun sonu budur!" denmedi,
Ben ömrümü harcadım, bu yollar tükenmedi.

— Atları hızlı sür ki köye pek geç varmasın,
Nişanlımın gözleri yollarda kararmasın.
— Düştüğüm yollar gibi sonsuzdur benim tasam,
Bekliyenim olsa da razıyım kavuşmasam...

— Bir kere görse gözüm köyün aydınlığını
Kül bağlar içerimde bu kızıl kor yığını.
— Senin de yolun biter, diner gözünde yaşlar,
Benim uğursuz yolum bittiği yerden başlar!

------------------------------------------------------------------------------

Ali
Namluya dayanır yola dalarsın
Duruşun bakışın yaman be Ali
Boşuna tetiği ne kurcalarsın
Var daha ateşe zaman be Ali

Yıllanmış bir çınar pusuluk yerin
Neredeyse gelecek beklediklerin
Var iki atımlık canı kederin
Desene işleri duman be Ali
O'nu sen büyüt de söğüt boyunca
Kendini ellere versin o gonca
Sözüne kanmadın bunu duyunca
Gönlündü gözünü yuman be Ali

Geldiler beklenen çiftler ormana
Duruyor iki genç ne hoş yanyana
Bir kurşun kadına bir de çobana
Çınlasın yıllarca orman be Ali
Görünce uzanmış yar kucağına
Boynunu dolamış zülfü bağına
Kurşunu kahpeye atacağına
Kendine çevirdin aman be Ali

---------------------------------------------------------------------

Bizim Memleket

İçinden tanırım ben o elleri,
Onlar ki zahirde viran olurlar;
Ardıçlı dağları, çamlı belleri
Aşanlar şi'rine hayran olurlar.

Dökülür köpüklü sular yarından,
Baharlar yaratır kışın karından;
İçenler sihirli pınarlarından
Şöyle bir silkinir, ceylan olurlar!..

Orada yaşayan erlerin içi
Bir yaşta yoğurur derdi, sevinci;
Onlar ki sabansız, tarlasız çiftçi,
Davarsız, kavalsız çoban olurlar.

Başıboş, kırlara salar tayını,
Elinden düşürmez okla yayını;
Ellere bırakır zafer payını,
Memleket yolunda kurban olurlar...

---------------------------------------------------------------------


Çoban Çeşmesi

Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.

"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."

O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.

Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.

Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül ararda,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,

Ne şair yaş döker ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar.
Beyhude seslenir, beyhude cağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...

--------------------------------------------------------------------

Dün Bir Kadın Ağladı

Güneşle ayın bile girmediği bir yerde
Dün ancak gözyaşıyle sönen bir ateş yandı.
Sesini yükselterek karşımda perde perde,
Dün bir kadın ağladı, bir gönül parçalandı...
Kolumun çemberine atarak varlığını
Yandı, yandırdı beni canlı bir kor yığını!
Dün bir kadın gözünün gördüm yaşardığını,
"Senin adın ne?" dedim."Sorma" diye kıvrandı.
Derdini birbir açtı karşısında ocağın,
Gözleri dopdoluydu, saçları darmadağın.
Her gece bir yabancı barındıran yatağın
Baş ucundan göklere bir ah olup uzandı.
Anlattı her kulağın duyduğu yalanları,
Kalbini üç beş karış kumaşla alanları,
Nasıl çevirdiğini yolda geç kalanları...
En hazini evine tek döndüğü zamandı!
İçim bir zindan gibi kilitlendi sevince,
Bu zindanda çiçekten beyaz, ipekten ince,
Aldatılmış, atılmış kadınlar birleşince
Göynümdeki canavar zincirinden boşandı...


------------------------------------------------------------------------------------

Eriyen Adam

Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor,
Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım.
Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor,
Ben sıcak bir denize inen buzdan bir dağım.

Yanında damla damla bittiğimi duyarım,
Yoklarım yerinde mi yüzüm,alnım,saçlarım?
Bir göğüs geçirerek derim ki:'Yine varım,
Fakat bir rüya gibi şimdi kaybolacağım'

Bir gün,için içimde neyim varsa alacak,
Varlığım bir su olup kabından boşalacak,
Benden nişan olarak kucağında kalacak
Boş bir yığın:Elbisem,gömleğim,boyunbağım.

--------------------------------------------------------------------------------


İstanbul

Şehremini Cemil Paşa'ya

Bütün hayatı uyur bir sema-yı mühmelde
Geniş ufukları efsanevi hikayelerin
Tasavvur ettiği gökler kadar beyaz, narin,
Minarelerle müzeyyen, sevimli bir belde...

O mai dalgaların bu sesiyle perverde
Sevahilinde güler ruhu başka bir denizin,
Gezer bu levhaya ait bir ihtiram-ı hazin
Melul hisli mükedder nazarlı gözlerde.

Bütün bedayi'-i ezman, nefais-i a'sar
Bu mai çehreli İstanbul'un beyaz ve uzun
Ufuklarında bulur penah si'r ü füsun

Dalınca gözlerim ağlar bu hüsn-i sakinde;
Bu beldenin uyuyan bir başka güzellik var
Bütün tulu' ve gurubunda, subh u leylinde
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kemalfurkanozcelik.tr.gg
 
Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dadaloğlu Şiirleri
» Levni Şiirleri
» Köroğlu Şiirleri
» Can Dündar Şiirleri
» Karacaoğlan Şiirleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Forum Kimbuya :: Hikaye ve şiir Köşesi :: şiir :: şiirler ve şairler :: E-F-
Buraya geçin: