Agit
Ne O beni doguran,
Ne saçlari agiran,
Yavrum diye çagiran,
O degilmiş, yok şimdi.
Ne gelmiş bu dünyaya,
Ne can vermiş bir soya,
Sanki asilsiz rüya,
Karalari tak şimdi.
Anam olmuş, aç kalmiş,
Beni koynuna almiş,
Ölüm ile yok olmuş,
Resimlere bak şimdi.
Ne kendi var, ne sesi...
Ne yanakta busesi,
Ne yaşama hevesi,
Bitti artik yok şimdi.
-----------------------------------------------------------
Aklansa Da Olur Aklanmasa Da
Dökülsün yüzüne tel tel saçlarin,
Öldürür vallahi gözün, kaşlarin
Bir ok gibi gögsüme bakişlarin,
Saplansa da olur, saplanmasa da...
Bir ateştir senden kalbime akan,
Sevdandir şu beni eritip yakan,
Yürek yanigimdir tenimde kokan,
Koklansa da olur, saklanmasa da...
Bahar gelmiş neyliyeyim sen yoksan,
Çekilmiyor hayat, yarisi noksan,
Geçtigin yollara nergis, gül döksem,
Toplansa da olur, toplanmasa da...
Ben bir garip, tutkun, kendi halinde,
Kalbin yumşak, o bakişlar zalimde
Gönül bir dermansiz dertle ölümde,
Yoklansa da olur, yoklanmasa da...
Kime dert anlatsam bilmem ki kime,
Yaniyorum ateş düştü gönlüme,
Suçludur tutulan senin sevgine,
Aklansa da olur, aklanmasa da...
-------------------------------------------------------------
Al Götür Beni
Ben olayım yüzünde parlayan ışık,
Sevdasın arayan divane aşık,
Hayal alemi hep karmakarışık,
Deniz kollarına al yatır beni,
Ninni söyleyerek al götür beni.
Bırak bir tenhada mavi koyuna,
Uzanayım şöyle boylu boyuna,
Gündüz güneşine, gece ayına,
Deniz kollarına al yatır beni,
Beni benden kurtar, al götür beni.
Evlerle dopdolu bu ıssızlıktan,
Ruhumda duyduğum yalınızlıktan,
Kalbimden yükselen sessiz çığlıktan,
Deniz kollarına al yatır beni,
Beni benden kurtar al götür beni.
Rüzgar ile dans et şarkılar söyle,
Muhtaçtır huzura gönlümü eyle,
Aylar yıllar geçsin seninle böyle,
Deniz kollarına al yatır beni,
Ninni söyleyerek, al götür beni,
Huzur istiyorum orada huzur,
Sana açacağım gizli sır budur,
Kalbimi deşerek bulmağa hazır,
Deniz kollarına al yatır beni,
Beni benden kurtar al götür beni.
Beni kurtar benden beni istemem,
Budur işte derdim, başka şey demem,
Böyle kalacaksam boşa gidemem,
Deniz kollarından geri at beni,
Yalnız bırak kıyında ağlat beni.
------------------------------------------------------------------
Bahar
Dallarda oynaşır yeşil yapraklar,
Ağaca taç olur rengarenk çiçek,
Çimenler cömertçe her yeri kaplar,
Arılar çiçeği öperler tek, tek.
Rüzgarlar taşırlar bahar kokusun,
Ağaçlar çırpınır bir nağme diye,
İsterler ki bülbül şarkı okusun,
Yankılansın sesi bütün vadiye.
Akarsular sanki bir şeffaf gümüş,
İçinde balıklar rakseden dilber,
Bu mevsimde başlayıp süren cümbüş,
Suların sesiyle dopdolu her yer.
Çimenler bir halı olur toprağa,
Güneşin sevinci yüzünde parlar,
O sevinçle tekrar canlanır doğa,
Yerde kuzu sesi, göklerde kuşlar.
---------------------------------------------------------------
Deniz ve Akşam
Deniz ne durulmaz halin var senin,
Şarkılar söyleyen dilin var senin,
Her yerde sevenin elin var senin,
Yüreğin tutuşup, suların yansın.
Sevinçten mi dalga dalga gözyaşın?
Uzanır koylara yaslanır başın,
Kıyılar sevgilin, rüzgar yoldaşın,
Yarın sabah gene öp de uyansın.
Nasıl bir yürektir deniz bu sende...
Raksedersin her gün rüzgar önünde,
Geceyle beraber sen de dinlen de,
Kıyıların yarın mahmur uyansın.
Birazdan gelecek karanlık gece,
Aşıktır o sana, sarar delice,
Soyunup koynuna girsem gönlümce,
Akşam vakti batan güneş kıskansın.
---------------------------------------------------------------
Destan
Çanakkale'de doğduk biz bu yurdun insanı,
Göğsümüz siper ettik bırakmadık düşmanı,
Hürriyet için verdik binlerce şehit canı,
Ölmeyip yaşadılar Mustafa Kemal ile,
Kurtardık biz vatanı hep beraber elele.
Düşmanlar dize geldi, eğildi karşımızda.
Yazdık bu kurtuluşu istiklal marşımızda...
Önderimiz Atatürk yürüdü başımızda,
Bizi ayıramazlar ölsek bile bu yoldan,
Sarı saç, mavi gözden ve ayyıldızlı aldan.
Cumhuriyeti koyduk hedeflerin önüne,
Nice savaştan sonra erdik o mutlu güne,
Bu gün 29 Ekim yetmişbeşinci sene,
Cumhuriyeti kurduk Mustafa Kemal ile,
Bizim önderimiz O, bize ışık meşale.
Hedef seçtik en yüksek medeniyet ufkunu,
Hiç kimse unutturamaz bu yolda bize O'nu,
Bilimle aydınlanan bu çağdaşlık yolunu,
Aydınlattı bu yolu mavi gözleri ile,
Yeter bize bu ışık, daha nice bin sene.
O getirdi bilimi, "En doğru yol bu," dedi,
Başladık bu savaşa, en önde O yürüdü,
Okul, baraj, fabrika bilim ile büyüdü,
Kabul ettik bilimi Mustafa Kemal ile,
Sönmedi, sönmeyecek bu yakılan meşale.
Bize o yol gösterdi, yarattık devrimleri...
Hep peşinden yürüdük, sivili ve askeri.
O'dur Cumhuriyet'in aydınlığın önderi,
O'nunla yürüyoruz bu çağdaşlık yolunda,
Bu yol hep yürünecek, bu yurt Anadolu'mda.
----------------------------------------------------------------------
Istanbul
Otursam kiyina seyrine dalsam,
Doymasam, her sabah yeniden gelsem,
Bir aşik misali sevdalin olsam,
Nice sevgilerin eli Istanbul.
Kugular misali geçerken vapur,
"Dur!" desem, "Burdayim, nolur gitme dur!"
Şu beni deleden bu görüntüdür,
Her yanin güzellik dolu Istanbul.
Salacak önünde birkaç balikçi,
Balikla parlarken oltanin ucu,
Bir vapur düdügü keskin ve aci,
Açin diye ona yolu Istanbul.
Efkarlanip kalksam bogaza dogru,
Deniz kiyilarda çarşaftan duru,
Kanlica’dan geçsem yürü ha yürü,
Bitirsem Kavak'da yolu İstanbul.
Orda balık ile bir kadeh rakı,
Öldürür vallahi beni şu koku,
Işmar etse bana yan masadaki,
Elime uzansa eli İstanbul.
Kaptan demir alsa, biz demir alsak,
Vapurda sadece ikimiz olsak,
Gelirken felekten o günü çalsak,
Köprüde bitirsek yolu İstanbul.
Yürüsek oradan biz iki sarhoş,
Akşam o saatte caddeler bomboş,
Motorcunun sesi "Koş abi koş koş,"
Tükenmiş yolcunun seli İstanbul.
Yolları beraber geçsek elele,
Sığmasa sevdamız iki gönüle,
Şarkılar karışsa gülüşmelere,
Söylesek biz deli deli İstanbul.
Sirkeci'den bindirsem onu trene,
Veda etsem orda bu mutlu güne,
Yetişsem vapurun son seferine,
İçim hüzün ile dolu İstanbul
Üsküdar'da insem bu son vapurdan,
Yürek alev alev yanarken kordan,
Biliyorum beni bekliyor anam,
Alnına dayalı eli İstanbul.
Yürüsem durağa başım dönerek,
Bir deli sevdayı yaşarken yürek,
Oracıktan bir taksiye binerek,
Anlatsam şöföre yolu İstanbul.
Her zaman böyledir; lambalar yanık
Anam pencerede, hala uyanık,
Yüzü yorgun , gözler kaygıyla donuk,
Esse bir teselli yeli İstanbul.
-------------------------------------------------------------------
Seni Düşünürüm
Seni düşünürüm vakit buldukca,
Hatıralar beni esir aldıkca,
Her gece rüyamda bana geldikce,
Seni düşünürüm vakit buldukca.
İlk gülümsemeni, ilk gördüğümü,
Beni sana bağlayan o kör düğümü,
Seni; ilk aşkımı, ilk sevdiğimi,
Seni düşünürüm vakit buldukca.
Mevsim mevsim, saat saat yanımda,
Kurtuluş yok esir oldum sonunda,
Günahın var bu sevgide senin de
Seni düşünürüm vakit buldukca.
Sensin beni böyle benden alan,
Unutulmayıp hep yürekde kalan,
Senden başka bütün sevgiler yalan,
Seni düşünürüm vakit buldukca.
Ben her anımı seninle yaşarım,
Aşk denen şey bu mu imiş? Şaşarım,
Senden vakit buldukca sana koşarım,
Seni düşünürüm vakit buldukca.
Yıllardır özlemim bitmiyor sana,
Unutmak ihanet diyorum, bana,
Ne günüme sığarsın, ne de rüyama
Seni düşünürüm vakit buldukca.
Gecelerim efkarlı, gündüz dumanlı,
Bu konuda boş kadehler gümanlı,
Diyorlar ki O'nunlasın devamlı,
Seni düşünürüm vakit buldukca.
Kışda beraberiz, yazda yanımda.
Ben seninleyim hep yalnız anımda,
Biz böyle ayrıyız eni sonunda,
Seni düşünürüm vakit buldukca.
..,